Konumuz halkın ozanı sosyalist Olmalımıdır?

18.09.2011 23:38

 

 Konumuz halkın ozanı sosyalist olmalımıdır? Sosyalist ozanlar birliği sitesi için böyle bir soru önermiştik, çoğu dostumuzdan güzel cevaplar aldık. Bu yazıları sitemizde de yayınladık. Sevgili dostum Yusuf Ter, bu konu ile ilgili bir yazıda Harun Yiğit’ten istemiş, sağ olsun oda yazmış göndermiş ama yazının konu ile ilgisi yok bence!

Harun Yiğit, “ne zaman bir sanatçı düşünsem ipek böceği öyküsü gelir aklıma” diyor. Evet, sanatçı bir ipek böceği olabilir ama bizim hikâyesi ile değil gerçeği ile alakamız olmalıdır. Burda ki örnekle de işimiz olamaz, halkın ozanı yazdığını karşı cinsine değil içinden çıktığı halkına beğendirmek zorundadır. Karşı cinsine beğendirmek için çaba harcayana ne sanatçı denir, halkın ozanı hiç denmez. Burada ki ideallerimize gelince, halkın ozanının ideali ve mutluluğu halkının sürekli mutluluğudur, öyle birkaç günlük değil. Halkı mutlu olmayan halkın ozanı mutlu olamaz, olursa halkın ozanı olamaz. Hedefimiz, kendimizin görkemli mutluluğu değil, halkımızın sürekli mutluluğudur.

 Türk halk edebiyatını başlangıcından 16.yy. geldiğimizde bir isyanın, başkaldırının ve karşı duruşun var olduğunu görürüz. Bu karşı duruşun öncüsü de Pirsultan Abdal’dır. Halkı için ölümüne mücadele eden, zalim Osmanlının feodal yapısına başkaldıran bir yiğit ozan. Kendi mutluğunu değil halkının mutluluğunu düşünen, Osmanlının baskısından halkını kurtarmak için öncülük eden yiğit halkın ozanı. Bu mücadelenin sonunda dara gideceğini bilerek. Ama bu yüz yılda, kendini saraya kapılanmış ozanlarda vardı. Saraydan nemalanan, ama bu günlerde onların isimlerini bilen yok. Fakat Pirsultan öylemi? 16.yy. bu güne anılarak, bayraklaşarak geldi. Daha yy. boyu da anılacak, gerçek halkın ozanına öncülük edecek.

16.yy. ve sonrasında günümüze ışık tutan, kavgamıza yol gösteren iki ozan daha vardır Köroğlu ve Dadaloğlu, bu ozanlarımızda kendi menfaattarından vaz geçip, halkın mutluluğu ve refahı için omsalı ile her daim mücadele içinde olmuşlardır. Dadaloğlu, çağdaşı Karacaoğlan gibi kendini eğlendirmemiş, aşkla, çiçekle, böcekle uğraşmamış ömrü mücadele içinde geçmiştir. Bu iki noktayı ayırmadığımız sürece konumuza vakıf olamayız. Yukarıdaki soruya cevap verirken ozanlarımızın mücadeleci yanlarını görmezden gelip, Dadaloğlu ile Karacaoğlan’ı aynı kefeye koyarsak yanlış yaparız.

20.yy. birçok adından söz ettiren ozan oldu. Bunlardan en öne çıkanı Âşık Veysel idi. Âşık Veysel de, Karacaoğlan gibi hep kendini eğlendirdi, güle bülbüle türküler söyledi. Bu da yetmedi devlete kapılandı.

1960-1970’li yıllara gelindiğinde emperyalizme ve onun kapı uşağı faşizme karşı yoğun bir mücadele vardı. Bu mücadele sınıf mücadelesi idi. Çoğu halk ozanı bu mücadelede yerini aldı. Bunların başında da Âşık İhsani geliyordu. İhsani ömrünü halkının özgürlüğü için bu mücadeleye adamıştı. Mahsuni sınıfsal olmasa da halkı için zindanlardan payını alan ozanlarımızdandı. Reyhanîyi ona örnek göstermekte bence yanlıştır. Reyhanîler, Murat Çobanoğlular, Şeref Taşlıovalar ve daha niceleri kendini devlete kapılanıp oradan beslenirken İhsaniler, Şahturnalar, Zamanileri, Emekçiler, halkı için sürgünlerde yaşamıştır. Her iki noktayı iyi ayırmak gerek.

Yine yanlış bir örnek ve yanlış bir benzetme, Komünist nazım ile dinci ve devletçi Necip Fazıl, bu ikisi karşılaştırılamayacak iki kişi. Birisinin gücü dünyaya kabul olmuş, bir diğeri ülkesi içinde dinciler ve ortada kalmış safını belirlemeyenler tarafından benimsenmiştir. Burada hangisinin güçlü olduğu tartışılmaz bile. He mi güç nedir? Nazım baba halkının ve dünya halklarının özgürlüğü ve mutluluğu için mücadele vermiş, ömrü hapislerde ve sürgünlerde geçmiş bir ozanımız. Peki, bu mücadelenin karşısında ve devletin safında kendini eğlendiren, halkı uyutmaya çalışan, halkı kadere ve şükre inandırmaya çaba harcayan Necip Fazıl’ın gücünden nasıl bahsedilir.

Demek ki, saz şuarası ya da söz şuarası ne söylüyorsa kimliğinde ne varsa o doğrultuda söyler. Şunu unutmamak gerekli ki Nazım iyi bir şairdi fakat onu nazım yapan siyasi kimliği idi. Necip Fazıl da yine dinden bahsetmese idi, dinciler sever miydi? Anlamak gerek. Yine Mahsuni sol çizgide yazıp söylemeseydi 1960 günümüze gelir miydi iyi irdelemek lazım. Âşık İhsani sınıfsal mücadele içinde başkaldırmasa idi ünü yurt dışına çıkar mı idi? Çeşitli devlet başkanlarından görüşme teklifi gelir mi idi düşünmek gerek. Demek ki ozanların kimliği neyse yaması, söylemesi de odur. Bence yazdığını ve söylediğini kimliğinden ayırmamak gerekir. Bu doğrultuda halkına öncülük edecek halkın ozanı da Sosyalist olmalı diyorum. Çünkü halkın mutluluğu ve refahı sosyalist düzendedir.

Komünist Ozan

Sitede ara

İletişim

 

68 Den Günümüze Halkın Ozanının Dizeleri İle Sosyalizm

22.09.2011 16:26

NEDEN TIRSTIN BE YOLDAŞIM

  Hani senle biz yoldaştık burada Hep beraber bir kardeştik burada Mücadele verilecek sırada Neden tırstın söyle şimdi yoldaşım   Yüzeysel bakıp derine inmeyen Bu kavgada yanımıza gelmeyen Gerçek sosyalizme gönül vermeyen Neden tırstın söyle şimdi yoldaşım   Koyun gibi başa çoban mı...
17.09.2011 18:42

Sosyalist Düzen

   Sosyalizm anlatılmaz yaşanır Sosyalist düzene yürüyün canlar İnsanlık sevgiyi barışı tanır Sosyalist düzene yürüyün canlar   Kapital düzene deme zararsız Bu zalim düzene olma kararsız, Sağlığı parasız, eğtim parasız Sosyalist düzene yürüyün canlar   Bu zulümler bize neden? Ve...